İlahi kurallara göre işletilen mekanların,ziyaret edilmesi, korunması ve yaşatılması.

İbrahim peygamber bir bina yapıp, burayı insanlığın hizmetine sunar. Hem binayı yakınları ile birlikte yapar,hem de binayı ziyaret edenlere hizmet eder. Hem ilahi bilgisi ile insanlara yol gösterir, hem de ziyaretçileri burada barındırıp ihtiyaçlarını karşılar.Keşke şimdi de böyle bir mekan olsa da, hipermarkete gider gibi bu mekana gidip ruhumuzun  tüm ihtiyaçlarını karşılayıversek.

Hac için bir ruh gerekir. Bir mekanın ruhunu, oradaki insanlar verir. Kendinde ruh olmayanlar, bir mekana ruh veremez. İbrahim peygamber,kendi ve yakın çevresindeki ruhu bir mekana vermiş, bu duyguları yaşamış ve yaşatmıştır. Bu ruh var olduğu müddetçe o mekan değerlidir.

Ruhu olmayan veya ruhunu sonradan kaybetmiş mekanlar taş ve topraktan ibarettir.Mekanların ruhunu önemsemezseniz,mekanları ilahlaştırmış olursunuz.

İbrahim peygamberin binasının çok daha güzelini,çok daha güzel yerlere yapan birçok güç var. Ruhsuz yerler insanlara tat vermiyor. İbrahim peygamberin, çöle yaptığı basit nitelikli bir bina, taşıdığı ruh ile çağına damgasını vurmuştur. O devrin uluslar arası bir sığınma yeri olmuştur. Arınmak isteyen,barış isteyen, zulümden kaçıp barınacak yer isteyen,yiyecek ve içecek isteyen herkes güvenle bu eve gelmiştir.

İbrahim peygambere ne kadar sevgi ve saygı duyarsa duysun, aklı selim bir insan ruhunu yitirmiş Kabe’ye zor gider.

İbrahim peygamberin  güzel adetinin, nerde ve nasıl canlandırılabileceğini düşünüp, bunu gerçekleştireceklere ne mutlu.

Birleşmiş Milletler binası, layıkı ile işletilip canlandırılırsa, İbrahim Peygamberin ortaya koyduğu ruh  bu mekanda canlanabilir.