ADALET VE HIZLI ADALET İÇİN
Müracaatı olan Kadastro Müdürlüğü, bir mühendis ve bir teknisyenden oluşan en az iki kişilik bir heyet ile tecavüz mahalline gidip aletle ölçüm yapar ve tecavüz mevcut ise raporun bir suretini tecavüz edene gönderir.
Tecavüz eden tebliğden itibaren 15 gün içinde tecavüzüne son vermek zorundadır, bu süre içinde tecavüze son verilmez ise tecavüze uğrayanın talebi üzerine Kadastro Müdürlüğü durumu yerinde tekrar tespit eder ve
tecavüzcünün tebliğe rağmen 15 gün içinde tecavüzünü devam ettirdiğini belirten raporunu düzenleyip Cumhuriyet Savcılığına yollar.
Cumhuriyet Savcılığı kolluk güçleri marifeti ile tecavüzün menini sağlar ve tecavüz edene tecavüz edilen yerin değerinin %10 bedeli kadar idari para cezası tatbik eder, bu para cezası her halükarda 500 YTL’den aşağı olamaz.
Sınır tecavüzüne uğrayıp da bu hakkını Kadastro Müdürlüğü tarafından açığa çıkartan kişi, tüm masraflarını icra takibi ile tahsil eder.
2-TRAFİK KAZALARINDAKİ KUSUR VE HASAR İHTİLAFLARININ BİR HEYET VASITASI İLE ÇÖZÜMÜ
Trafik kazasını takip eden ilk kusur raporunun üç kişilik bir bilirkişi heyetince düzenlenmesi sağlanmalı, bu heyette nöbetçi CMUK avukatı da bulunmalı ve polis bilirkişilerden biri komiser olmalı.
Kaza sonrası, uzman bir tamirci ve makine mühendisinin ortak raporu ile de hasar miktarı belirlenmeli.Bu iki bilirkişi de mahkemelerin denetiminde oluşan listelerden temin edilmeli.
Kusur ve hasar miktarı raporları bir bütün halinde taraflara sunulmalı. Kusur ve hasar miktarının taraflarca da kabulü ile ihtilaf son bulmalı, kusur ve hasara itiraz eden kişi, kusur ve hasarı hangi miktarda kabul edebileceğini
belirterek bu raporu imzalamalı. İmzadan imtina kusuru hiç kabul etmemek sayılmalı Bu şekilde tarafların anlaşması zemini oluşacaktır.
Tutanakta hiç kusuru olmadığını belirten kişi, konu mahkemeye intikal edip de tam kusurlu çıkarsa tüm yargılama giderlerini ve bir o kadar da idari para cezası ödemeli. Kusurun bir miktarını kabul edip, bir miktarına tiraz eden kişi de eklenen kusur oranı miktarınca mahkeme masrafı ve idari para cezası ödemeli. Kabul ettiği oranda veya daha az oranda kusurlu bulunan ise hiçbir mahkeme masrafı ve ceza ödemeyecektir.
Tarafların da onayladığı heyet raporları, aksi ispatlanmadıkça sigorta şirketlerince de kabul edilmeli.
3-İŞTİRAK HALİNDEKİ MÜLKİYETİN KALDIRILMASI
Miras sonrasında mirasçılar kendilerine intikal eden hisseleri, tüm mirascıların birleşmesi ile tapuda belirleyebilmektedir (iştirakin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi). Bu durum da hisselerin hissedarlara geçmesi ve
hissedarın tasarrufta bulunmasına engel teşkil etmektedir.
Veraset belgeleri, tüm mirasçılara tebliğ edilerek kesinleştirilmeli ve kesinleşmiş verasetle mirasçılardan biri dahi müracaat etse Tapu Sicil Müdürlüğü hissedarların veraset belgesindeki oranlarda müşterek tapusunu
belirleyip hissedarlara vermeli.
Bu uygulama ile iştirakin müştereke çevirme davaları ortadan kalkacaktır.
4-İZALE-İ ŞUYU DAVASI YERİNE, “İHTİLAFLI TAŞINMAZIN SATIŞI” MÜESSESESİNİN GETİRİLMESİ.
Hisseli tapuya sahip olup da aralarında anlaşamayanlar, bu taşınmazın satışı için dava açmaktalar ve bu davada sadece taraf teşkili ve malın kayıtlara uygunluğu araştırılmaktadır.
Satış memurları, dava olmaksızın hissedarlardan birinin müracaatı ile bu satışı yapabilmeli. Hissedar satış memuruna müracaat ile hissedar olduğu taşınmazın satışını isteyebilmeli.
Satış memuru diğer hissedarlara mal üzerinde kendilerine ait bir özel değer olup olmadığını sormalı, bu konuda bir hak iddiası var ve diğer hissedarlar bunu kabul ediyor ise veya bir hak iddiası yok ise malın değeri tespit edilip derhal ilan ve satış yapılmalı. Birinin şahsi hak iddiası var ve bu iddia diğerleri tarafından kabul edilmiyorsa, iddia sahibine iddiasını ispatlayacak dava açması için 10 gün süre verilmeli ve dava açılırsa sonucu
beklenerek satış yapılmalı.
Hissedarı ani satışa karşı korumak için, satış kararı ile satış günü arasında 50 günlük bir süre konulmalı.
4-VERASET, EVLATLIK, ANLAŞMALI BOŞAMA VE NUFUS HATALARINI DÜZELTEBİLME YETKİSİNİN NÜFUS MÜDÜRLERİNE VERİLMESİ.
Nüfus Müdürleri Hukukçulardan seçilmek sureti ile Nüfus Müdürlüğü yetkileri arttırılmalı.
*Veraset belgesini nüfus müdürü vermeli ve kararı tüm mirasçılara tebliğ ederek kesinleştirmeli. Verilen kararın tebliği ile, hata var ise 10 gün içinde bilgi verilmesi istenmeli.
*Evlatlık işlemlerini yapma yetkisi mahkeme ve noterden alınmalı. Tarafları dinleyip şartların uygunluğunu gören nüfus müdürü, durumu sosyal hizmet uzmanına yazmalı ve sosyal hizmet uzmanının uygun raporu ile evlatlık
ilişkisini sicile işlemeli.
*Evli çiftler birlikte başvurup, evliliğin tüm yan unsurlarında da (çocuk,mal ve nafaka) anlaştıklarını belirttiklerinde, nüfus müdürü tarafları boşayabilmeli. Bu kararda bir isabetsizlik veya baskılarla bu kararın verilmesi gibi sorunların önüne geçmek için, karar sonrasında 10 günlük bir bekleme süresi oluşturulmalı ve bu süre içinde taraflara vazgeçme şansı tanınmalı. 10 günlük süre içinde ben vazgeçtim diye beyanda bulunulmaması halinde, karar kesinleştirilip sicile işlenmeli.
*Bazı harf hataları, önceden öldüğü halde sağ gözükmeler ve bariz yazım hataları, kolluk güçlerinin araştırma raporlarını; taraf beyanları ve hazine avukatı onayı ile nüfus müdürü düzeltip sicile işleyebilmeli.
*İkamet sicilini tutmak ve buna dayalı olarak seçmen kartlarını düzenlemek yetkisi de nüfus müdüründe olmalı, seçim hakimleri bu işten kurtarılmalı.
YARGIYI HIZLANDIRMA REFORMU
CEZA, İDARE VE HUKUK USULLERİ BİRLEŞTİRİLİP, TEK BİR MUHAKEME USULÜ OLUŞTURULMALI
Her mahkeme ayrı usüllerle çalışmaktadır.Bir mahkemede 10 gün olan süre diğerinde 7-8-15- 30 gün olabilmektedir. Kimi davalar masrafı devletçe karşılanarak,kimileri şahıslarca karşılanarak sürmektedir.Her mahkemenin ayrı bir tarzda usüle tabi olması, avukatların dahi içinden zor çıktıkları bir karmaşa oluşturmaktadır.
Tüm yargılamaların aynı usüle tabi olmasını sağlayan,herkesin kolayca bilip uygulayabileceği basit ve genel bir Yargı Usülü Kanunu çıkarılmalı. Bu yapılırken de süreler asgariye indirilmeli.
ADLİ YAZIŞMALAR, ACELE POSTA İLE GERÇEKLEŞTİRİLMELİ
Tebligat kanunu gereği, Postaneye teblgatı yapıp parçasını dosyaya getirmesi için 30 günlük süre tanınmıştır.
Yolsuz ve araçsız dönemde bu kuralı koyanlar, 30 günlük sürede tebligat parçasını dosyaya getirmeyen görevlilerin cezalandırılacağını ortaya koymuş ve bu uygulama ile mahkemelere hız vermek istemiştir. Halen yürürlükteki bu kural sebebi ile postane yetkilileri suçlu duruma düşmemek için 30 günden kısa günlü duruşma evrakını kabul etmiyor!
Acele Posta tarzı bir tebligat sistemi benimsenerek, postaneye 7 gün içinde tebligat parçasını dosyaya geri getirme zorunluluğu getirilip, tebligatların hızı arttırılmalı ve duruşma günlerinin aralığının daraltılması sağlanmalı.
KİŞİ VE KURUMLAR MAHKEMELERİN İSTEK VE SORULARINA ÜÇ GÜN İÇİNDE CEVAP VERMELİ
Bir belge veya bilgiyi mahkemeye vermeyen kişi ve kurumlar, mahkemelerin işlerinin yavaşlamasına sebep olmaktadır. Kişi veya kurumların 3 gün içinde adli yazışmalara cevap verme zorunluluğu getirilir, aykırı davranışlara
cezai müeyyide konur ise, delillerin toplanıp kararın verilmesi hız kazanır.
MAHKEMELER ADLİ POLİS VE FAKS İLE DELİL TOPLAYABİLMELİ
Bilhassa hukuk davalarında delilleri taraflar dosyaya sunmakta ve bilgisiz veya aciz olan taraf davayı uzatabilmektedir. Hakimin ilgili tüm bilgi ve belgeleri adli kolluk,faks veya yazışma ile isteme hak ve görevi olur ise,
hakim delilleri kendiliğinden toplayıp olayı hızla çözebilir.
İSTANBUL'A İKİNCİ BİR YARGITAY KURULMALI
Yeni kurulan ikinci Yargıtay, Ankara ilindeki Yargıtay ile eşdeğer yetkide olmalı ve kendine has genel kurulu olmalı. Marmara,Ege ve Karadeniz illeri mahkemeleri kararlarının incelemesi burada yapılmalı.
TUTUKLULUK SÜRESİ BEŞ AYI, YARGITAY İNCELEMESİ BİR AYI GEÇMEMELİ
Şahısların tutuklu olarak yargılanıp da, suçsuz yere hapiste kalmaları veya alacağı cezadan daha fazla hapis yatması gibi durumların önlenmesi için, tutuklu olarak yargılananın 5 ay içinde mahkemesinin sonuçlandırılması
kuralı konmalı ve bu dosyalar özel olarak daha hızlı incelenmeli.
Bazı dosyaların iki yıl kadar Yargıtay’da kaldığı görülmekte. Bir kısım düşük miktarlı veya önemsiz dosyaların Yargıtay incelemesi aşaması iptal edilip, Yargıtay’ın yükü azaltıldıktan ve Yargıtay’a bir kısım ilave daire ve hakimlik
ataması yapılarak, “Yargıtay incelemesi 1 ayı geçemez” kuralı konmalı.
HUKUK DAVALARI VE İCRA İŞLEMLERİNİN MASRAFLARI CEZA DAVALARI GİBİ DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMALI
Bir kişideki alacağını tahsil etmek veya mağdur edenden tazminat almak için bir o kadar da mahkeme masrafı ödemek hak aramaya engel teşkil etmektedir. Bir de meşguliyetiniz çok ve avukat tutmak zorunda iseniz, bu
masrafların karşılanması nerede ise imkansızlaşmaktadır.
Hukuk davalarının masrafını da aynı ceza davaları gibi devlet karşılar ve tüm bu masrafları fazlası ile haksız olan taraftan tahsil eder ise, hakların aranması daha yoğun olur.
HAKSIZ ÇIKAN TARAF, TÜM MAHKEME MASRAF VE HARÇLARININ İKİ KATINI HAZİNEYE YATIRMALI
Haksızlık yapmayı adet haline getirenlerin en büyük dayanağı, haksızlık yaptığı halde sonuçta bir bedel ödememesidir.
Gerek ceza davası, gerekse hukuk davalarında haksız çıkan tarafa, tüm mahkeme masrafları ile birlikte, bir o kadar da mahkemeyi meşgul ettiği için tazminat ödettirilmeli.